DİŞLERİN
GÖREVLERİ NELERDİR? ALPAY DENTAL
Dişler sindirim sisteminin başında
besinlerin ufalanıp parçalanmasına, koparılmasına yardım eder. Kendini
çevreleyen destek dokuları korur ve gelişmelerini sağlar ve konuşmayı ve
seslerin doğru bir şekilde çıkmasını sağlarlar. Genel olarak bu çok önemlidir.
DİŞ ÇEŞİTLERİ
1- Kesici Dişler:
Alt ve üst çenedeki ön dişler “Kesici Diş” olarak adlandırılır. Üst çenede
genişliği 9-10 mm. olanlar orta kesici; 6-7 mm. olanlar ise üst yan
kesicilerdir. Alt orta ve yan kesicilerin genişlikleri ise 6-7 mm.
arasındadır.
2- Kaninler (Köpek Dişleri)
“Köpek dişi” ve “göz dişi” adı da verilen kaninler kesici dişlerden sonra
gelir, alt ve üst çenede sağlı-sollu birerden dört (4)tanedir. Uçları sivri
olup koparmaya yararlar.
3- Azı Dişleri:
Kaninlerin arkasında, azı dişleri yer alır. Yapı olarak birbirinden farklı
olan azı dişleri, her bir yarım çenede, iki küçük azı, üç de büyük azı olmak
üzere beşer tane ve bir çenede toplam on (10) tanedir.
Bütün küçük azıların çiğneme ve kenetlenmeye yarayan ikişer tümsekçikleri vardır.
Üst çenedeki büyük azıların dörder tümsekçiği; alt çenedeki büyük azıların
beşer tümsekçiği vardır. Bu tümsekçiklere “tüberkül” adı verilmektedir.
4- Akıl Dişleri- Üçüncü Büyük Azılar = Yirmi yaş Dişleri
Akıl dişleri ayrı bölümde incelenmiştir (yirmi yaş dişleri). Burada, sadece
şekillerinin ve kök sayılarının çok değişik olduğunu belirtmekle yetiniyoruz.
Kesici
dişler, yiyecekleri ısırmaya ve kesmeye yararlar. Üst diş kavisi, alt diş
kavisinden daha geniştir ve onu her yönde taşar. Alt çenenin aşağıya kaymasıyla
ağız açılır ve lokma kesici dişlerin arasına girer. Ağız kapatılınca, ısırma
hareketi ile üst kesiciler alt kesiciler üzerinde bir makasın ağzı gibi kayar
ve yiyecekleri koparır.
Öğütme işlemi alt çene eklemi ve çiğneme kaslarının uyumlu çalışması ve yana
hareketlerle gerçekleşir.
Besinleri iyi öğütebilmek için diş dizilerinin düzgün ve eksiksiz olması
şarttır.
Bir
dişin dışarıdan sadece taç kısmı görülür ve diğer kısımları çene kemiği içinde
gizlenmiştir; üzeri dişeti dokusu ile örtülüdür.
Diş eti, sert, lifli ve kan dolaşımı ile iyi beslenen bir yapı olup; normal
rengi uçuk pembedir. Sert ve kemiğe sıkı-sıkıya yapışan 4-5 mm’lik dişeti daha
yumuşak bir bağlantı ile yanak ve dudak içini döşer; bu yapıya “Mukoza” denir.
Yanak ve dudakların iç yüzü ile diş dizileri arasında “Vestibül” = “Dalız” yer
alır.
Yeni
doğan bebeğin ağzı sterildir (mikropsuzdur), fakat birkaç dakika sonra kirlenir
ve yaşam boyu da mikroplu kalır. Öyleyse neden hastalanmıyoruz? Çünkü ağızda
bulunan bakterilerin çoğu hastalık yapmayan mukoza (saprofit) türdendir. Ancak
vücudun direnci kırılınca bu bakteriler hastalık etkeni olabilir. Ağızda
bulunan bakterilerin hepsi “Ağız florası”nı oluşturur.
Diğer
yandan, ağız boşluğunun çok önemli bir koruyucusu daha vardır: Tükürük. Kulak
önü, çene altı ve dil altı bezleri tarafından üretilen renksiz, özel kıvamda,
akıcı bir sıvı olan tükürük, üretildiği bezlerden kanalcıklar aracılığı ile
ağız boşluğuna taşınır. Bezler günde 5 litreye yakın tükürük üretirler. Kulak
önü tükürük bezinin kanalı, üst 1. büyük azı yakınında; diğer tükürük
bezlerinin kanalcıkları da dil altında ağza açılırlar. Tükürük içinde
bakterilerin üremesini durduran fermentler, fluor ve kalsiyum tuzlan bulunur.
Tükürük kanallarının açıldığı yerde diş taşlarının fazla birikmesi,
bileşimindeki kalsiyum tuzlarının çökelmesi nedeniyledir. Tükürüğün ağız ve
dişlere yararlı etkileri şöyle özetlenebilir;